Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Türk Futbolu Deneme Tahtası mı?
 Ağu
24
 2011

Şimdi ben soruyorum, nedir bu arkadaşım? Her sene değiştirilen ÖSS mi zannettiniz siz bu konuyu? Türk Futbolu deneme tahtası mı?..

 

Son zamanlarda yaşadıklarım, okuduklarım, gözlemlediklerim nedense içimi karartıyor. Sürekli en başından alarak durum değerlendirmeleri yapmaya çalışıyorum. Beynimin içinde dönüp duran süreci sizlerle de paylaşmak istiyorum:

 

Ülkemizde gündemde arka planda bırakılarak bir federasyon seçimi yapıldı ve tabiri caizse bir önceki Federasyon Başkanı, nedenini hala bilemediğimiz bir sebeple “alaşağı” edilerek, yerine daha önce kamuoyunda çok da popüler olmayan – pek tanınmayan birisi aday yapıldı ve hemen hemen aynı üyelerden oluşan “yeni” bir yönetim oluşturuldu. Sonrasında bu yeni başkan, değişim – profesyonelleşme gibi politik mesajlar verirken bir anda kendisini, Türk Spor Tarihi’nin en önemli olaylarından biri olan, çok ciddi bir şike soruşturması içerisinde buldu. Bir anda, futbolumuzda yapılan sessiz evrim, gündemin 1.sırasına oturdu.

 

O andan itibaren de hepimiz izler ve bekler olduk. Federasyon Başkanı’nı da daha yakından tanır olduk. Kimliği, tuttuğu takım formasıyla çekilmiş fotoğrafları, sponsorlukları ortaya çıktıkça, politik mesajlar verilmeye ve tarafsızlık ilkesine bağlı kalındığı vurgulanmaya devam edildi.

 

Bizler beklemeye devam ettik. Hatta soruşturmaya ilgilenildiğini, karar almak amacıyla savcılıktan belgelerin talep edildiğini, liglerin başlangıç tarihinin ertelendiğini görünce de umutlanır gibi olduk.

 

Sonra olaylar değişmeye başladı. Her türlü iletişim organında, Federasyon üzerine bir baskı kurulmaya başlandığını gördük. Herkesin gözünün önündeki aleni deliller, normal gösterilmeye çalışıldı. Hatta kimisi yok sayıldı. Bu dönemde bazı kulüplerin bazı yetkilileri Federasyon’un düzenlediği toplantılara herkesten önce gelir, toplantılardan herkesten sonra çıkar oldu. Kapalı kapılar ardında gizli bir şeyler döner oldu.

 

Kamuoyu ile mağdur ve konuya duyarlı taraflardan endişeler ve eleştiriler yükselmeye başlayınca da Federasyon’un baştaki politik tavrı bir anda farklılaştı. Politik mesajlar yerini, çatık kaşlı yapılan konuşmalara, hırslı cevap verme yarışlarına, suçlamalara ve eleştiren taraflara karşı “nereden ne açık buluruz” arama çabalarına bıraktı.

 

Sürekli yöneticileri, futbolcuları, teknik sorumluları ifadeye çağrılıp duran kulüplerden bazıları ise sanki konunun tarafsız üçüncü şahıslarıymış gibi “eyvah yayın ve maç gelirleri gidecek” telaşını gizlemeye çalışarak, topun ağzındaki büyük kulüplerin ve Federasyon’un çirkinleşen ve sertleşen tavırlarının avukatlığına soyundu.

 

Sonunda kapalı kapılar ardında bir karar vermeme kararı verilerek, futbolumuz üzerindeki şaibenin ortadan kaldırılması yerine zamana yayılması fikri ortaya atıldı.

 

Tüm bu gelişmeler ve şike olayları zaten kafamızı oldukça meşgul ederken şimdi bir de play – off çıktı başımıza. Fikrin kimden çıktığı konusu küçükken oynadığımız “istop” oyunu gibi kucaktan kucağa atılırken; geldi tartışıldı, kabul edildi, oldu da bitti. Federasyon’a maşallah!

 

Peki nedir bu sistem? Kime hizmet eder? Nasıl uygulanır? Neden uygulanır? Maç yükü getirmez mi? Lig – Türkiye Kupası – Avrupa Kupaları – Milli Takım dörtlüsünde zaten yılda 50 – 60 maça çıkan bir futbolcu bir de play – off oynarsa, önümüzdeki sezon sonunda yapılacak Avrupa Şampiyonasında, eğer ki katılabilirsek tabi, nasıl bir performans sergiler?

 

Kimse çıkıp da bu konularda bir açıklama yapmadı, fikir ortaya atıldı, görüşüldü ve kabul edildi.

 

Bu kadar önemli bir karar alırken, konunun kamuoyuyla paylaşılması, biraz daha irdelenmesi, en azından önce tanıtıcı sunumunun yapılması ve uzmanlardan görüş alınması gerekmez miydi? Başkalarına ve bu işin taraflarına karşı saygı bunu gerektirmez miydi?

 

Avrupa’nın 6. Ligi olmakla övünürken, önümüzdeki prestijli ligleri örnek alarak onların önüne geçmeye çalışmamız gerekirken, neden Avrupa’da 2.sınıf kabul edilen liglerin sistemini, hem de ne olduğunu bilmeden, bir anda benimsedik?

 

Bu kısa süre içerisinde medyada çıkan tüm haberleri okudum, yorumları okudum, anketlere göz attım, bu sistemi isteyen falan yok. En azından taraftarlar içerisinde yok!

 

Sadece, herkesin birbirinin ne olduğunu bildiği ama nezaketen yüzlerine güldüğü ortamları çağrıştıran Federasyon ve Kulüpler Birliği toplantılarına katılan sayın başkanlar bu sistemin destekçisi! Tıpkı şike soruşturmasının halı altına süpürülmesinde oldukları gibi!

 

Peki neden? Hepsi 3 – 5 milyon daha fazla yayın geliri alabilmeyi, Avrupa Kupalarından gelecek paraları, ismi bir şekilde bazı olaylara karışmış kulüplerini kurtarmayı,  birilerine şirin gözükerek fayda sağlayabilmeyi düşünüyor da ondan!

 

Kimse Türk Futbolu’nun yıpratılan itibarını, UEFA’nın gözünde düştüğümüz durumu, Avrupa’da ciddiye alınan bir lig olup olmamamızı düşünmüyor.

 

Zaten her taşın altından çıkan ve midemizi bulandıran şike haberleri yüzünden futboldan soğumuşken, ne olacağımızı bilmezken, şimdi neden yeni bir bilinmeze sürükleniyoruz anlayamıyorum.

 

Hatta durum o kadar ciddiyetsiz ki, birileri çıkıp bir de açıklama yapıyor “Federasyon’dan rica ettik, bu sene deneme senesi, sistemi beğenmezsek seneye kaldırırız.” Diyor!

 

Şimdi ben soruyorum, nedir bu arkadaşım? Her sene değiştirilen ÖSS mi zannettiniz siz bu konuyu? Türk Futbolu deneme tahtası mı?

 

Bu ne ciddiyetsizlik? Elinizde kokteyl kadehleri, izole toplantı salonlarınızda, samimiyetsiz sohbetlerinizle ne hakkınız var Türk Futbolu’nun kaderiyle oynamaya?

 

Hele bir de bunu sırf 1 – 2 kişinin menfaati için yapıldığını düşünmek, midemi bulandırıyor, tüylerimi ürpertiyor…

 

Şunu da rahatlıkla iddia ediyorum ki, bu Federasyon sadece “şikeyi ört – bas etmeye çalışırken eline yüzüne bulaştıran” bir federasyon olarak değil, “Türk Futbolu’nu kobay faresine çevirmeye çalışan” bir federasyon olarak da tarihe geçecektir.

 

Göreve ilk başlama konuşmasında verilen politik mesajların aksine, tüm bunların birilerine yaranmak için yapıldığı, sırf bu birilerine yaranma arzusu yüzden Türk Futbolu’nun itibarının ayaklar altına alındığını da kimse unutmayacaktır.

 

Bir gün çıkarsanız gizli kapaklı odalarınızdan, halk bunu yüzünüze haykıracaktır…

 

Saygılarımla,

 

Fırat ERÖZ





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...