Bölüm 2: ' Ego Savaşları'

2016-03-03 15:13:58

 

Bölüm-2

‘Ego Savaşları…’

Birinci bölümde nasıl manipüle edildiğimizi aktarmıştım. Bu yazının içeriği ise bitmek bilmeyen taht kavgalarımız. Daha Fatih Terim gönderilmeden önce 2013 yılının Ağustos ayında ‘Yapma Başkan’ isimli bir yazı yazmış ve bu günleri daha o zamandan işaret etmiştim. Fakat sesimizi duyuramadık ve bu günlere geldik.

Şimdi o dönemi biraz hatırlayalım. İki sene üst üste şampiyon olmuş son senesinde Şampiyonlar liginde Çeyrek final oynamış takımın başarısındaki en önemli halkalardan Abdurrahim Albayrak ve Ali Dürüst, Fatih Terim’i yalnızlaştırma operasyonu ile takımdan gönderilmişti. Ünal Aysal o dönem kendi ayağına kurşun sıkarken yaptıkları bununla kalmadı. Fatih Terim’den rol çalmaya başlamıştı. Takım ile yapılan maç öncesi motivasyon konuşmaları gibi pek Galatasaray başkanına yakışmayan hareketleri bunlara ekleyebiliriz. Amaç basitti. Ünal Başkan tek adam olmak istedi. Çünkü Fatih Terim isminin altında kalmayı kendine yediremiyordu.

Sonuçta kendi egosunu yenemeyişinin bedelini Galatasaray ödedi. Ne mi oldu Mancini ve Prandelli ile yaşanan başarısızlıklar ve kayıp giden milyonlarca para. Sadece Mancini döneminde ara transferde harcanan parayı ve yapılan saçma sapan transferleri düşünün zararın boyutunu anlarsınız. İşin ilginç yanı kimse şunu düşünmedi ki, iki sene üst üste şampiyon olmuş, şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış, bir takıma ara transferde neden bu kadar takviye yapılır?

Aynı senaryoyu Dursun Özbek döneminde de yaşadık. Takımın geçen seneki şampiyonluğundaki en önemli iki ismi Abdurrahim Albayrak ve Ali Dürüst şampiyonluk kutlamalarına alınmadı. Sonra yer yoktu falan diye saçma açıklamaları dinledik. Dursun başkan kupayla poz verirken başarının mimarları unutuldu. Bir de şunu belirtmeliyim ki transferlerde bir kulüp başkanının katılmasını içime sindiremiyorum. Hani bir ara yaygın bir söz vardı trafik kamerası görseler poz verecekler diye.

Bu güç savaşlarından bahsederken kulübümüzün kanayan yarası liseli kavgasına da değinmeden geçemeyeceğim. Hepimiz Galatasaray lisesinden ve geçmişimizden gurur duyuyoruz fakat gelişen küresel şartları da düşündüğümüzde bu işin derin Galatasaray’la yürümeyeceği oldukça açık. Adnan Polat’ın gidiş nedeni ne başarısızlık ne de kulübün içindeki kötü şartlardı. Adnan Polat üyelik sisteminde değişikliğe gitmek istedi ve bedelini ödedi. Tabi kimse olaya bu açıdan yaklaşmak istemedi.

Faruk Süren döneminden de örnekler vermek mümkün. Gitmek istedi ya da biz de kalmak istemeyeni tutmayız sözlerini ne zaman duyduysak sonuç hep aynı oldu. Birileri yalnızlaşırken ve egolarını tatmin ederken kaybeden Galatasaray oldu.

Bu sebeple yakın bir zamanda seçim yapılacaksa seçilecek başkanın egoları, Galatasaray’a olan sevgisinden küçük olmalı…

Benim adayım Ali DÜRÜST…

@verazone

Devam edecek… 

Bölüm 3

‘Kurtuluş’…

 

 

Yazan: veratisx
www.WEBASLAN.com